Cemal Süreya Yine bir gün yüreğe dokunmuş taa Derinlere parmak uçlarıyla işlemiş aşkı en diplere uzaklara bırakmış kazımış işte izi kalmış. Yara almış yara bırakmış Ne güzel anlatmış her eserinde ayrı nadide nükteler ile bir bir işlemiş işte yüreğe hayranı olduğum doğru şiirlerinde kendimi bulduğum ayrıca doğrudur Bugünkü yazımızda yine ne çok konuşulan şiirlerinden birini ekleyeceğiz diğer eserlere göz atmayı unutmayın…
“Şu günlerde içkiye düştüm, ondan mıdır bilmem,
Daha çok seviyorum Cansever’i, Uyar’ı, Can Yücel’i
Bir de fethi Naci’yi, ve elbet Mustafa Kemal’i
Ankara Ankara
Bir kent değil burası, bir acenta dizisi,
Bir işhanı, bir umumi mümessizlik belki,
Büyük mağazalar, bahçeliğe özenen süpermarketler
Tutulmamak üzere verilmiş bir söz gibi.
Sahi kaçıncı sanat oluyordu şu mimari?
Birer önyargı gibi uzuyor çağdaş caminin minareleri.
Opera: içine dikiş gereçleri doldurulmuş ağırlıksız bir
keman kutusu,
Osmanlı Bankası davul;
Ve Emlak Kredi’yle başlayan camdan metalden bir melodika
ordusu:
Dol (An) kara bakır dol!
Biletim öldü;
Gömleğim kirli.”